Aynı evde, dışarıdaki sosyal hayattan tamamen izole, güncel hayata adapte olamayan bir anne oğul ilişkisi, Gülseren ile Egemen'in ilişkisi. Gülseren'in geçmişine ördüğü ve kopamadığı örümcek ağları ile Egemen'in güncel hayata bağlanmak için çabaları pek çok insan için 'karanlıkta' kalmış bir konu. Konunun ağırlığının yanında, anne oğulun yaşadığı kasvetli ev ortamı da seyirciyi psikolojik açıdan germeye yetiyor.
Her ne kadar film, anne, Egemen ve Egemen'in patronu(Derya Alabora) arasında geçen bir üçleme gibi görünse de konu tamamen anne oğlun aynı evde psikolojik cehennemi deneyimlemeleri üzerine örülü. Derya Alabora'nın rolü, Egemen'in sosyal hayata bağlanmak için kullandığı bir araçtan öteye geçemiyor ya da geçmiyor.
Karanlıktakiler, gündelik hayatın akışına kendini kaptırmış, çok fazla derin duyguları sorgulamaktan hoşlanmayan insanlar için kesinlikle tavsiye etmeyeceğim bir film. Zaten Çağan Irmak'ın da filmi geniş bir kitleye beğendirmek gibi bir kaygısı yokmuş, bu filmi kendisi için yapmış. Ancak insanların dışardan görünen anlamsız davranışlarının gerçek nedenlerini sorgulamak sizin için önemliyse, Çağan Irmak'ın bu filminde de bir şeyler bulacağınıza eminim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için değerlidir. Gerçekten bizi olumlu anlamda eleştiren ve ileriye götürecek eleştiriler yapmanızı diliyoruz..