10 Şubat 2010 Çarşamba

Süt aşkına efsane avcılığı

Uçan inekler bir tarafa dursun karşınızda gerçek bir –marketlerdeki reyon ismiyle- süt ve süt ürünleri aşığı duruyor. Öyle ki reklam filmi oynarken gözlerim doluyor. Durum böyle olunca beyaz ve tonlarındaki arkadaşlarımızın toplumumuzda uğradığı haksızlıkları dile getirmek de bana düşüyor.

Efsane 1: Balıkla yoğurt yenmez, balıktan sonra süt içilmez. Peki arkadaşım yoğurtlu hertürlü mezeyi götürdün. Önden peynirini de yemiştin. Yanında belki de bol sütle hazırlanmış patates püresini de mideye indiriyorsun. İşin aslı bayat balığın zehirlenmeye neden olduğudur. Üstüne süt içmişsin, yanında yoğurt yemişsin, sonucu değiştirmez.

Efsane 2: Yoğurtlu yemeğin yanında ayran içilmez. Günümüzde pek çok yoğurtlu yemek ve kebabın lezzetinin -yanında kola içilmesi suretiyle- bozulmasının provakatörü bu zihniyettir. Son yıllarda şalgam, şıra gibi alternatifler yaygınlaşsa da kardeşi kardeşe kırdırmamak, ayranı yoğurtla birbirine düşürmemek gerekir.

Kahvaltıda süt içilmesinin çocuklara yakıştırılması gibi mahalle baskılarını, salata artmasın diye sofraya yoğurt getirilmemesini, süt tozu denen uyduruk materyalden sütlü kahve yapıldığını düşünürsek liste uzayıp gidiyor. Ben ve benim gibi süt aşkıyla dolu insanlara da beyaz dostlarımızı her platformda savunmak düşüyor.

1 yorum:

Yorumlarınız bizim için değerlidir. Gerçekten bizi olumlu anlamda eleştiren ve ileriye götürecek eleştiriler yapmanızı diliyoruz..