Malum 12 Aralık itibariyle askerlikte yeni dönem adayları, ufak ufak kışlalarının yolunu tutmaya başladılar. Başladılar başlamasına da 3-12 Aralık haftasını da rezil ettiler uğurlama törenleriyle.Cuma-Cumartesi geceleri genç kuşağın araba ile pati çekme ve kapışma arenası olmasına karşın,Caddebostan sahilyolu haftaiçi gece saatlerinde tenhadır. Arkadaşlarımla bir yemekten yorgun argın evime dönüyordum ki, öncelikle Göztepe ışıklarda bir konvoyla yolu kornalar eşliğinde tıkayan bir grup apaçi ile karşılaştım. Ellerinde Türkiye bayraklarıyla, sanki arkadaşları bir çatışmadan dönüyormuşcasına anlamsız bir coşku içerisindeydiler. Küfür ede ede sıyrıldım aralarından usta manevralarla. Azıcık daha yol katetme şansı buldum ki bir başka grup bu sefer Caddebostan barlar sokağı civarında arabalarını yola paralel bir şekilde durdurmuş bir biçimde gene kendi tınılarıyla arkadaşlarını yolcu ediyorlardı. Diyeceksiniz "ne var bunda, ilk defa mı görüyorsun böyle bir olay?" . Elbette hayır, fakat artık yeter, bize ne kardeşim arkadaşınız askere gidiyorsa. Benim vaktimden çalmaya, bana rahatsızlık vermeye ne hakkınız var. Gidin asker adayı arkadasınızla birlikte yemek yiyin, sohbet edin, ne bileyim bir şekilde vakit geçirin. Bir şekilde egosunu mu tatmin ediyorsunuz vatani görev öncesi, ya da bir motivasyon şekli midir bu törensel tantana?Askere gitmek böyle coskuyla kutlanması gereken bir olay mıdır yani? Mütevazi bir şekilde gider, vatani görevini yaparsın. Bu şaşa, bu kabalık neden o halde?
Birliğe ihtiyacımız olan bu dönemlerde, zamanın teğmeni bir birey olarak irite oluyorum bu şımarık, bayağı tavırlardan. Arkadaşları daha kaba, daha rahatsız edici olan adayların askerlikleri daha rahat geçiyor olsa gerek bu zavallıların hastalıklı düşünce yapısına göre. Gerçi neyi kutlamayı bilebildik ki askerlerimizi de efendice, huzur kaçırmadan uğurlayabilelim. Maç sevinçlerinde balkondaki çocukları mıhlayan, yılbaşı kutlamalarında Taksim meydanına çıkan yabancı turistleri taciz eden, GS-Leeds maçı sonrası 2 İngilizi de öldüren biz değilmiydik ki:P
Herkese iyi günler...
Kayıtlar
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum biraz popülist olmuş kanısındayım. Bende 12 ay boyunca asteğmen sonrasında teğmen olarak askerliğimi yaptım. Benim buradaki kızgınlığım askerlerin bir cosku ve motive edecek şekilde uğurlanmalarına değil, uğurlama adı altında yapılan şarlatanlıklaradır. Benim gözümde normal insanların, arkadaşlarıyla bir askere gidiş öncesi yemekle, sonrasında beraber vakit geçirerek bu askerlik öncesi döneme motive olması daha akıl karıdır. Başkalarının özgürlüklerinin, hürriyetlerinin tehlikeye düştüğü bir durum arzetmeye başladıgı için bu yazıyı yazdım, nitekim gecenin 12sinde 5 dklık mesafeyi 45 dakikada alabildim, orada savaşa uğurlanan bir asker, ya da cephede bir başarı sonucu onore edilen biri için çekmedim bu çileyi
YanıtlaSilEmir bu yazıda sana katılmıyorum. Tabi ki başkalarının özgürlüklerine müdahaleyi tasvip edemeyiz, trafikte takılı kalmanın ne kadar sinir bozucu olduğunu tartışamayız. Ama bazı durumlarda insanların coşkusunu üzüntüsünü bir nebze görmezden gelmek, ya da Filiz'in dediği gibi çok olumsuz bakmamak gerekir. Askerlik çok kutsal bir görevdir, ben askerliğimi Erzurum'da yaptım. Filiz benim arkadaşım, kardeşi de şu an Kütahya'da kısa dönem askerliğini yapıyor, hayırlı tezkerelerini bekliyoruz. Askerlik öncesi ve askerlik sırasında insanlar sevdiklerini yanlarında görmek, yalnız olmadıklarını bilmek isterler. Sevincin ve üzüntünün de sınırları olması lazım. Fakat tuttuğumuz takım şampiyon olduğunda nasıl konvoya çıkıyorsak, daha önemli bir mevzuda, askerlikte de insanların coşkusunu, çevreye saygısızlığını, zamanımızdan çalmalarını bir an için görmezden gelmek gerekir. Asker olmak da asker yolu gözlemek de kolay değildir. Bu vesileyle askerdeki arkadaşlarıma, yeni teslim olan 327. kısa dönemlere, askerlerimize hayırlı tezkereler, bekleyenlerine sabır dilerim...
YanıtlaSilTartışmaya gerek yok, devlet baba da sizin gibi düşünüp bir düzenleme getirmemiş. Ama benim bir hastam olsa yolda ölse bu kendini bilmezler dolayısıyla. Hadi benim vaktim değersiz yaptıgım iş değersiz. Ama zamana karşı yarışanlar, ertesi güne yetiştirmesi gereken işi olanlar yapmazsa işlerinden olacak ailesi çoluğu çocugu aç kalacak insanlara ne olacak. Bir şeyi dediğin gibi 50 milyon kişinin yapması o şeyi doğru yapmıyor. Askere ugurlanacak kişi kendini özel hissedecek, yalnız hissetmeyecek diye böyle bir şımaraklığa tolerans göstermeyi kesinlikle absürd buluyorum
YanıtlaSilTabi ki herkesin vaktinin değerli olduğu su götürmez bir gerçek ve özellikle zaten trafik sıkıntısının üst düzeyde olduğu İstanbul'da bu tip kutlamalar, eylemler vs. ortamı çok daha fazla sıkıyor; en son anlamsız bir IMF eyleminde kalp krizi geçiren ve olaydan alakasız; eylem yüzünden araçta sıkışıp kalan; sonunda da ölen vatandaşın günahı ne? Ne yazık ki böyle durumlarda aşırılığın belirli birimlerle kontrol edilmesi gerekiyor. Ülkemizde yok böyle bir söz sahibi güç ya da kısıtlayıcı yasa. Vatandaşı serbest bırakırsan, bunun olması kaçınılmaz olur ve herkes de doğal olarak kendini haklı görür. Milletçe çoğu şeyi tadında bırakamıyoruz işte.
YanıtlaSilBaşkalarının vaktinden çalmanın, hastane ihtiyacı olana engel olmanın savunulacak bir tarafı yok. Belki yazının genel temasından çok bazı sözcüklere takılmış olabiliriz. Başkalarının özgürlüğüne müdahale etmek saygısızca bir davranıştır, ben trafiği kapatacak şekilde arkadaşımı uğurlayamam. Tabi herkesin her duruma toleransı farklıdır, kimi o an sinirlenir sonra unutur gider, kimi çok rahatsız olur. İstanbul trafiğinin kahrını çekmeyen biriyim, belki orda olsam çok rahatsız olabilirdim. Bunun dışında yazıya ilk yorumu popülist bulmuyorum, samimi bir yorum. "Ya sev ya terket" deseydi popülist bulurdum. Herkese bol sporlu, keyifli haftasonları...
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil