23 Aralık 2009 Çarşamba

Kar...

İngiltere'deki günlerimde şu nemli ve yağmurlu ülkede kar göreceğim aklımın ucundan bile geçmezdi! Birkaç gündür hava inanılmaz soğuktu ve kendini belli ediyordu da. Ama yine de ihtimal vermiyordum. Taa ki sabah uyandığımda perdemi açana kadar. İçime ani bir huzur çöktü çünkü yerler bembeyazdı! Aklıma çocukluğum, okul zamanlarım geldi hemen... İlkokuldayken de lisedeyken de, hatta üniversitedeyken bile hiç geçmezdi o coşku. Kar demek, tatil demek! Yan gelip yatmak, arkadaşlarla dışarı çıkmak, kar oynamak demek! Sıcak çikolata, sahlep demek!
Hepimiz aynı hisleri paylaşmışızdır eminim bir zamanlar... Sabah okula gitmek için uyandığımızda pencereden yağan karı gördük mü hemen bayram yapardık, sonra da haberleri açardık hemen acaba okullar tatil mi diye. "İstanbul'da kar yağışı nedeniyle ilk ve orta dereceli okullar bir gün süreyle tatil edildi." Laf da aynen budur. Bunu duymak için beklerdik, dakikalarca haber spikerine odaklanarak, ya da alttan geçen yazıları takip ederek. Duyduk mu bizden mutlusu yoktu. O 1 gün bizim için gerçekten çok kıymetliydi. Malum, İstanbul'da yaşayanlar için kar bir başkadır, diğer şehirlere göre daha bir kıymetlidir. Çünkü öyle her daim kar yağmaz, senede 1-2... Yağdı mı da bütün düzeni altüst eder geçer, hayatı durdurur. İşte o gün bizim için de hayat dururdu, herşeyi unuturduk. Dersimiz mi var, ertesi gün sınavımız mı var... Nasıl olsa belki bir umut ertesi gün de okullar tatil olacak diye düşünürdük... Sonrasında hemen arkadaşları arar kendimizi dışarı atardık. Şehir çocukları olarak apartmanların arasında, arabaların üstünden kar öbeklerini toplaya toplaya birbirimize atardık... Poşetlere oturup yokuşlardan aşağıya kayardık. Tabii hiç düşünmezdik o havada işlerine gitmek zorunda olan ailelerimizi... Bizim için varsa yoksa işin eğlencesiydi.
Ertesi gün gazetelerde manşetleri görürdük : "BEYAZ KABUS" , "BEYAZ DEHŞET" veya çeşitli türevleri. Biz bütün gün karın tadını çıkarırken, işlerine gitmek zorunda olan onca insanların yol çilesi demektir bu. Ama nedense hep kızmışımdır "beyaz kabus" yakıştırmasına. Karın suçu nedir ki ne kabusu ne dehşeti? Bu işe çözüm bulamayan, insanları zor durumda bırakan belediyeler düşünmeli bunu, bu şekilde adlandırmak çok kolay. Gerekli önlemler alındığı sürece kar sadece masum masum yağmakta ve çocuklarla çocuk ruhluları sevindirmekle meşgul çünkü...
Hepinize 2009'un bu son günlerinde beyaz, ama kabus olmayan güzel günler diliyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız bizim için değerlidir. Gerçekten bizi olumlu anlamda eleştiren ve ileriye götürecek eleştiriler yapmanızı diliyoruz..