14 Aralık 2009 Pazartesi

BMW Gina Light Visionary- Geleceğin Otomobili..mi?



Arabalardan hiç anlamam, zaten kullanmayı da pek beceremem. Güzel arabalara karşı bir hayranlık beslemediğim gibi motorlarının beş kat daha güçlü olması veya jantlarının altın kaplama olması benim için bir kriter değildir. Babaanne mantığıyla "amaan, ayağını yerden kessin yeter" diyenlerdenim. Bu yüzden bir arkadaşımın videosunu gösterdiği BMW Gina prototipinin beni ve benim gibileri bile etkilemesi otomobilin gerçekten ilgi çekici olduğunun bir kanıtı.



Arabaya ait bir imajı gördüğüm anda aklıma direkt çocukken izlediğim bilimkurgu fimleri gelmişti. Kanat gibi duran açık kapılar, arabaya bir "uçtu uçacak" izlenimi veriyor. İskelet üzerine gerdirilmiş kumaş, deri gibi sarıyor iskeletini, araba değil organizma sanki. Kumaş derken, bildiğimiz kumaş değil tabii ki, oldukça elastik bir malzeme, çeşitli deformasyonlara karşı ciddi töleransı var. Kumaş, birkaç yarık dışında yekpare, motor kapağı yok, tampon yok, yan paneller yok. Kapıyı kumaşı kırıştırarak açıyorsunuz, motor kapağı ortadan aralanarak açılıyor, tamponlar istediğiniz zaman çıkıyor. Koltuklar kullanıcıya göre kendini ayarlıyor, benzin mi alacaksınız, benzin kapağı beliriyor. Farlar uykudan uyanan gözkapaklarına benzer şekilde beliriyor ve başta belirttiğim organizma izlenimini kuvvetlendiriyor.





Bu kadar etkileyici bir görünüme sahip olmasının ve otomobil gibi mekanik bir tasarımı organik bir yapıya büründürmesinin çığır açıcılığının dışında Gina'nın aynı düzeyde teknolojik olarak getirdiği bir yenilikten bahsedemiyoruz. Tasarımın en büyük eleştirilerinden biri de bu aslında. Petrol rezervlerinin tükendiği, enerji dönüşümü üzerine sayısız çalışmanın yapıldığı günümüzde "geleceğin otomobili" olarak lanse edilen bir tasarımın benzinle çalışması hayal kırıklığı. Madem zaten Gina bir prototip ürünü ve seri üretime geçilmeyecek, gönül isterdi ki hidrojenle veya suyla çalışsın!
Prototip olduğunu gözardı edersek, bir de tabii böyle bir arabanın ülkemiz sokaklarında kullanıldığını düşünmek bile komik. Size Fenerbahçeli olduğunuz için gıcık olan Beşiktaşlı komşunuz anahtarı kapıp boydan boya çizmek yerine tek bir bıçak darbesiyle birtanecik arabanızı mahvedecek! Gerçi nanoteknolojiden yararlanılarak üretilen bu arabanın belli hasarlara karşı onarım töleransı var (evet, kendi kendini onarıyor, deri gibi) ama bunun eşiği çok olmasa gerek.

Daha neler göreceğiz, bunun sınırı nedir anlamam ama 20. y.y bilimkurgu filmlerinde görüp "olur mu canım, daha neler" dediğimiz birçok şeyin (görüntülü konuşma, klonlanma hatta belki ışınlanma) gerçekleştiğini biliyoruz.. Bu tasarım, "geleceğin otomobili"ne dair hayallerimizi tam olarak sağlayamasa da, bu yöndeki yeniliklere ait güzel ipuçları vermesi açısından görülesi bence..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız bizim için değerlidir. Gerçekten bizi olumlu anlamda eleştiren ve ileriye götürecek eleştiriler yapmanızı diliyoruz..