7 Aralık 2009 Pazartesi

“KETOSİS”: MELEK Mİ ŞEYTAN MI ?

Fitnessta insan faktörünü incelemeden önce tüm zamanların belki de en tartışmalı diyeti Dr. Atkins Diyeti'ni inceleyeceğiz; yüksek yağ, yüksek protein, çok düşük ya da sıfır karbonhidrat diyeti.




Yüksek Yağ Diyetlerinin Atası : Dr. Robert Atkins ve Atkins Diyeti

17 Ekim 1930 doğumlu Robert Atkins 1951’de University of Michigan’dan mezun olduktan sonra 1955’ te Weill Cornell Medical College’dan doktor ünvanını aldı. Uzmanlık alanı olarak kardiyoloji ve tamamlayıcı tıp (complementary medicine) ı seçti.

1963’te sağlıksız beslenme sonucu 100 kg olduğu dönemde düşük-nişasta diyeti üzerine bir çalışma okur. Çalışmada okuduklarını ve kendi prensiplerini birleştirip uygulamaya döker. Kısa sürede büyük kilo kaybı yaşar, bu prensipleri kilo fazlası olan 65 hastası üzerinde de uygular, onlar da aynı sonuçları görür. 1965’ te Tonight Show’da Amerika’ya Dr. Atkins Diyeti’ni anlatır.

Bu programdan sonra Dr. Atkins yükselişe geçer. 1970’de Vogue’da makalesi yayımlanır, 1972’de kitabı Dr. Atkins’in Diyet Devrimi ( Dr. Atkins’ Diet Revolution) milyonlar satar, bestseller olur. Daha sonra 1992’de temel prensiplere sadık kalıp ufak modifiyelerle kitabın yine bestseller olacak yeni versiyonunu yayımlar,: Dr. Atkins’ New Diet Revolution.

1998’de Atkins Nutritionals’la diyete takviye olacak ek beslenme ürünlerini üretmeye başlar, aynı yıl şirket 100 milyon dolar kar yapar.

Dr. Atkins’in hastaları üzerinde tartışmalı uygulamaları da olur. Kanına ozon enjekte ettiği (ozon tedavisi) 77 yaşındaki bir kanser hastasına beyne giden arterlerde ve damarlarda tıkanma teşhisi konması ile hakkında dava açılır, ama jüri davayı düşürür. Amerikan Sağlık Örgütü, Atkins’in uygulamalarını tehlikeli ve bilimsel olmamakla eleştirir. Ömrünün son yıllarında Atkins Diyeti’ni uygulayıp sağlık problemleri yaşadıklarını iddia edenlerin açtıkları davalarla mücadele eder.

2002’de geçirdiği kalp krizinden sonra Amerikan Kalp Birliği “diyetinin bedelini ödüyor” açıklamasını yaparken, Dr. Atkins kronik rahatsızlığı olduğunu, kalp – ritmi tedavisi gördüğünü, diyetiyle bir alakası olmadığını açıklar. 2003’te New York’ta büyük bir kar fırtınasından 1 gün sonra, yürürken ayağı kayar, kafasını yere vurur, bilincini kaybeder ve hastane yolunda komaya girer. 9 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra 17 Nisan 2003te hayatını kaybeder.

Ölümünden sonra diyeti popülaritesini kaybeder, şirketinin ürünlerine talep azalır. Atkins Nutritionals 2005’te 340 milyon dolar zararla iflas koruması talep eder. 2006’ da yeni bir stratejiyle şirket tekrar gücünü toplamaya başlar. Bugün bile, medya ve rakiplerinin saldırılarıyla yara almış olsa da Dr. Atkins Diyeti ve şirketin ürünleri para kazandırmaya devam ediyor.

Detaylı bir biyografiden sonra diyetin temel prensiplerine bakalım



Atkins Diyetinin Prensibi

Diyetin temel prensibi: “Karbonhidrat sizin için iyi değildir.”

Atkins Diyeti, vücudun ve beynin temel enerji kaynağı olarak glikoz yerine vücutta depolanmış yağları tercih etmesi prensibine dayanır. Vücudun ve beynin enerji kaynağı olarak yağları ve onların temel yapıtaşı olan lipidleri kullanmasına “ketosis” denir. Bu sebeple Atkins Diyeti de bir ketosis diyetidir.

Vücudumuz ve beynimiz temel enerji kaynağı olarak glikoz kullanmaktadır. Makarna, pirinç, nişasta, baklagiller ya da işlenmiş yiyecekler ( bisküvi, çikolata, fast food)’in içinde bulunan karbonhidratların temel yapıtaşını glikoz, früktoz gibi basit şekerler oluşturmaktadır.

Konvansiyonel bir diyet, karbonhidratları glijemik indekse göre ikiye ayırır; şeker oranı yüksek olanlar ( kompleks karbonhidrat) ve şeker oranı düşük olanlar (basit karbonhidrat) . Mesela meyve suları ya da pasta, kek gibi besinler glijemik indeksin üst sıralarında yer alır. Bu besinlerin şeker oranları yüksektir, tüketildiklerinde içerdikleri yüksek glikoz kandaki insülinde dalgalanmalara neden olur, bu dalgalanma iştahınızı kapatacağı yerde arttırır. Buna karşın pirinç ya da kepekli pirinç indeksin alt basamaklarındadır, çünkü yapıları daha komplekstir, şekere dönüşene kadar birkaç aşamadan geçmeleri gerekir, bu sayede kanda daha uzun süre kalarak daha yavaş emilirler. Daha yavaş emilme, daha az yağ olarak depolanmaları ve daha uzun süre tok tutmaları anlamına gelir. Görüldüğü üzere konvansiyonel diyetler, karbonhidratları ikiye ayırır, düşük glijemik indeksli olanları tüketmenizi tavsiye ederken, yüksek glijemik indekslilerden uzak durmanızı söyler.

Atkins diyeti bir adım daha ileri giderek, bütün karbonhidratlardan uzak durulması gerektiğini iddia eder. Bütün karbonhidratların insülin seviyesinde az ya da çok dalgalanmalara neden olduğunu, tamamen elimine edilmeleri ya da çok düşük miktarlarda tüketilmeleri durumunda iştahın her zaman kontrol edilebileceğini savunur.

Dr. Atkins insülindeki dalgalanmaları ruh hali değişiklerinden, bir an keyifliyken bir anda insanın kendini kötü hissedebilmesinden sorumlu tutmaktadır. Atkins’e göre yüksek protein yüksek yağ tüketen karbonhidrat almayan birinin ruh hali daha keyifli ve stabil olmaktadır. Vücuttaki yağ depoları prensip olarak sınırsız sayılabilir, bu da sınırsız enerji demektir. Atkins, sınırsız enerjiye sahip zihnin berraklaşacağını, sınırsız enerjinin kişinin özgüvenini daha da yükseklere taşıyacağını iddia eder. Ketosis diyetini uzun süre yapmış fakat bazı etkilerinden rahatsız olduktan sonra düşük karbonhidratlı konvansiyonel beslenmeye dönmüş biri olarak belirtmeliyim ki bu iddialar doğrudur.



Atkins Diyetinin Mekanizması ve Metabolizmadaki Değişiklikler

Dr. Atkins yüksek protein, yüksek yağ, sıfır ya da neredeyse sıfır karbonhidrat alımına bağlı bir diyetin, çok hızlı kilo verdireceğini, insana sonsuz enerji kaynağı sağlayacağını ve bir sağlık problemi yaşanmayacağını tam tersi daha sağlıklı olunacağını iddia eder.

Atkins diyetinde temel protein kaynakları tavuk, balık, hindi, kırmızı et ve yumurtadır.
Temel yağ kaynakları badem, fındık, ceviz, yumurta sarısı, ve fıstık ezmesidir ( Amerikada all – natural peanut butter diye geçen fıstık ezmesinin türkiyede üretilenlerinde gerçek yer fıstığı bulunmaz ayrıca şeker ilave edilir, bu sebeple Atkins Diyetine uygun değildir).

Salam, sucuk, pastırma gibi proteinli ve yağlı besinler de Dr. Atkins tarafından önerilir, fakat bu besinlerin yüksek tüketiminin çok sağlıklı olduğunu iddia etmek mümkün değil gibi görünüyor.

Karbonhidrat olarak ıspanak, kabak, brokoli gibi sebzeler önerilir, badem, fındık ve tam doğal fıstık ezmesinde bulunan çok düşük karbonhidratın insanın günlük glikojen depolarının dolması için yeterli olduğunu iddia eder ( bu iddia da prensipte doğrudur). Bu diyette çoğu besini içerdiği karbonhidrattan dolayı yiyemezsiniz: makarna, pirinç, baklagiller, nişasta, meyveler, meyve suları gibi… Buradan görüleceği üzere çok kısıtlanmış bir diyettir. Fakat Atkins’e göre bu besinler tüketilmediği takdirde yağlardan korkulmaması gerekir, yüksek oranda yağ tüketebilirsiniz.

Vücudunuz ve beyniniz sıfır gram karbonhidrat diyetine başladıktan sonra aşağı yukarı 4 – 5 gün sıkıntı çeker. Yorgun ve keyifsiz olursunuz, acıkırsınız, gece uykuda zorlanırsınız, kolay irrite olabilecek bir ruh halinde olursunuz, odaklanmakta zorluk çekersiniz. Bunun nedeni vücudunuz ve beyniniz enerji kaynağı olarak glikoza ihtiyaç duyarken sizin hiç glikoz almamanızdır.

4-5 gün sonra vücut ve beyin enerji kaynağı olarak yağı ve lipidleri kullanmaya başlar, metabolizmanızdaki bu değişime “ketosis” denir. Vücudunuz ve siz artık ketosistesiniz hayırlı olsun… Ketosise girmenizle birlikte hiç olmadığınız kadar enerjik, yüksek özgüvenli ve hafif hissedersiniz. Kıyafetlerinizde büyük farkları birkaç gün içinde görebilirsiniz (bunun nedeni yağ yakımından çok karbonhidratların elimine edilmesinden sonra hücrelerin su tutmakta zorlanması, yani su kaybıdır). Gerekli besin takviyeleriyle, Omega 3 gibi, karnınız ve vücudunuz süratle forma girer. Karnınızdaki fazlalıkların ne kadar hızlı eridiğine inanamazsınız.




Melek mi Şeytan mı?




Peki Atkins Diyeti bu kadar etkili bir sistemse ben neden devam edemedim, ve neden hala tartışılıyor? Bir sonraki yazıda Atkins Diyeti’ne devam edeceğiz. Herkese bol sporlu, keyifli günler dilerim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız bizim için değerlidir. Gerçekten bizi olumlu anlamda eleştiren ve ileriye götürecek eleştiriler yapmanızı diliyoruz..