20 Kasım 2009 Cuma

BOTOX



Bir önceki yazımda Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlık mevkiinin yan gelip yatma yeri olmadığının ispatına yani mosmor halkalarla bezenmiş, çökmüş göz altlarına değinmiştim. Bülent Arınç'ı derinden sarsan bu konuya çözüm önerisi olarak çay kompresini sunmuş ve çayın içinde bulunan tanen isimli maddenin hikmetlerinden bahsetmiştim. Bugün Hürriyet Gazetesi'nde gördüğüm yine aynı konuyla ilgili Latif Demirci karikatürü, yaşlanma belirtilerinin en sık ve ilk olarak ortaya çıktığı göz altlarına "Botox" uygulaması hakkında yazmam için bana ilham verdi.



Botox, Botulinum toxin kelimesinin kısaltılmışıdır ve bir bakteri (Clostridium botulinum) tarafından üretilen güçlü bir zehirdir. Yalnış üretilmiş veya kullanım tarihi geçmiş konserve gıdaların içinde bulunabilen toksik bir maddedir. Bilinen en güçlü nörotoksik etkiye sahiptir. Tıpta kullanımı çok yaygın olup, strabismus (şaşılık), blefarospazm (eksesif göz kırpma), tortikollis (baş ve boynun yana doğru eğikliği ve rotasyonel çarpıklığı), tetanoz tedavisinde ve plastik cerrahi ile kozmetik alanında da 2002 yılından beri Amerikan Besin ve İlaç Dairesi'nin onayıyla, özellikle yüzdeki kırışıklıkların giderilmesinde yararlanılmaktadır.

Cilt kırışıklıklarını gidermede kullanılan miktarın herhangi bir toksik etkisi yoktur.Hayati tehlike yaratan dozu 2500-3000 ünite iken, kozmetik alanda kullanılan doz ise en çok 50 ünitedir. Hakkında pek çok “şehir efsanesi” olsa da, botox enjeksiyonundan zarar görenlerin sayısı, eğer doğru miktarda ve uygun hastaya uzman eller tarafından uygulanırsa, yok denilecek kadar azdır. Mimik kasları üzerinde yarattığı geçici felç ile var olan kırışıklıkları azaltır hem de mimikleri yeniden biçimlendirerek daha sonra oluşabilecek kırışıklıkları önler.

Bu uygulamadan, cildin fiziksel tahrişinden, kaş çatma ya da gülme kökenli mimiklerden ve ayrıca yaş/kalıtım kaynaklı güneş, sigara ve diğer çevresel yaşlanma faktörlerinin etkisiyle oluşan kırışıklıklardan kurtulmak isteyenler yararlanabilir.

Botox uygulamasının en çok eleştirilen yönü, hastalardaki “donmuş, mimiksiz maske tarzı yüz” görünümüdür. Botoxun yüzdeki ifadeyi bir ölçüde yok ettiği doğrudur. İlaç enjekte edilen alanlarda mimik oluşması güçleşmektedir ve hatalı uygulamalarda yüz ifadesi ne yazık ki kaybolabilmektedir. Bunu yanında, eğer uygun dozlarda ve uygun alanlarda yapılmışsa botoxun cilde yenilenmiş, tazelenmiş, toparlanmış bir görünüm verdiği de göz ardı edilmemeli.

Mimik tasarımının temelinde kişinin yüzünü, mimik kaslarının yerini ve gücünü bilmenin dışında; kişinin yapısal özelliklerini ve tarzını da bilmek gerekir. Estetik-Plastik Cerrahi Kliniklerinde gözlemlediğim kadarıyla, uygulama neticesinde donuk yüz olmak istemediğini ısrarla vurgulayıp, çoğu mimiğini kullanabilmeyi hedefleyenler "bilinçli" hasta gurubunu oluşturmaktadır. İlginç olan grup ise, çizgilerden kurtulmak için çoğu mimiklerini kaybetmeyi göze alanlar... Bu grubun hayatı bir poker oyunu gibi algıladığını düşünmekteyim. İyi bir poker oyuncusunun, elindeki kartların kendi üzerinde yarattığı duygusal sonucu mimikleri ile göstermemesi gerekir. "Poker yüz" olarak bilinen bu "surat ifadesizliği", mimiksizdir, duyguların maskelenerek dışa vurumu engellenir ve profesyonel bir amaca hizmet eder.

Aslında mimikler, yüzün anlamıdır. Onlar kelimelerin gücüdür ve ifadelerimize ayrı bir derinlik verir. Hatta kelimelere başvurmadan anlatım ve iletişim için iyi birer araçtırlar. Onlar beynin limbik sistemi denilen, duygularla ilgili bir bölümle bağlantılıdır. Mimikler bu denli önemli olsa da, onların aşırı ve kötü kullanımları hızlı ve daha kötü yaşlanmaya neden olur. Özellikle göz kenarında bulunan ve "kaz ayağı" görünümü olarak da isimlendirilen "mutluluk kırışıklıkları" ifadeyi çok bozmasa da; kaş arasında ya da ağız köşelerindekiler sürekli sert, kızgın ya da hüzünlü anlamlar vererek aslında iletişime zarar vermeye başlar. İfadenin gücü olan mimikler, yanlış duygusal mesajlara sebep olup, iletişimi bozabilir. Bazen o denli gelişirler ki, kabarıklık yaratarak yüz coğrafyasına zarar verirler. Özellikle bu grup için, bir başka deyişle hiperaktif kasları olan kişiler için, botoks ya da cerrahi olarak mimik tasarımı yapmak mümkündür. Üstelik kişiyi ifadesiz, daha kestirme bir tanımlama ile poker yüzlü yapmadan…

Estetik girişimlerde doğallık ve uyum her zaman ön planda tutulmalıdır. Bu tür bir yaklaşımın sonucunda kişiye ne yapıldığı anlaşılmaz, ancak bütündeki hoşluk göze çarpar. Bir başka deyişle dışarıdan bakan göz yapılan "harmonik botox" işlemini yakalayamaz.

Yapılan estetik müdahalenin fark edilmesini arzulayan hasta grubu için bu girişimler artık marka gibi algılanmakta, ekonomik güç ve statü sembolü olarak görülmektedir. Konuyu bu doğrultuda ele aldığımızda; estetik işlemlerin, güzel olma ya da güzelliği geliştirme ve gençleşmenin yanında "dikkat çekme ve konuşulma" işlevinden söz edilebilir. Farklı bir deyişle uyum ve doğallığın çekiciliği yerine, grotesk görüntüyle dikkat toplamayı hedefleyenler de mevcuttur. Benim hem Sayın Başbakanımız'a hem de gençleşmek ve mimik kırışıklıklarından kurtulmak isteyenlere tavsiyem; eğer göz altlarına botox enjeksiyonu yaptırmayı planlıyorsa abartılı tercihlerden kaçınılması, aspirin, E vitamini, Omega 3 kapsülleri gibi kan sulandırıcı ürünlerin işlem öncesi alınmaması, güzellik salonları yerine bu konuda deneyimli dermatologlara ve estetik cerrahlara başvurulması yönündedir.

Kırışık tasasız, bol kahkahalı ve sağlıklı günler diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız bizim için değerlidir. Gerçekten bizi olumlu anlamda eleştiren ve ileriye götürecek eleştiriler yapmanızı diliyoruz..