16 Kasım 2009 Pazartesi

Yetenek Sizsiniz Türkiye!

Britian’s Got Talent, America’s Got Talent’dan sonra Turkey’s Got Talent – Türkçe uyarlaması “Yetenek Sizsiniz Türkiye” ismiyle - 14 Kasım itibariyle artık her Cumartesi Show TV ekranında.
Yayına girdiği Cumartesi akşamı kaçırdığım “Yetenek Sizsiniz Türkiye”yi, dün internetten izledim ve program hakkındaki ilk yorumumu şimdi yapıyorum: “Bence olmuş; beğendim; Pop Star ve türevlerinden farklı, eğlenceli, izlenesi...”. Peki, neden beğendim ve sekiz upuzun bölümün hiçbirini atlamadan sonuna kadar izledim bu programı, biraz ondan bahsedelim.

Öncelikle jürideki iki isme dikkatinizi çekmek istiyorum: Ali Taran ve Oylum Talu. Ali Taran reklam dünyasının harika çocuklarından. Reklamcılık dünyasında yaptığı itibarın altında yatan yaratıcısı zekasını, ince espri anlayışını ve rahatsızlığını! seyirciye çok kısa bir sürede hissettiriyor. Ses tonu ve konuşma tarzının kattığı orijinallikle de kendisini daha önceden bilen bilmeyen herkes merakla ağzından çıkacak iki üç nükteli lafa bakmaya başlıyor. Ali Taran programın kalıcı jürisi ve inanıyorum ki seyirciler onu daha iyi tanımaya, anlamaya ve merak etmeye devam edecekler. Gelelim Oylum Talu’ya. Habertürk’de “Burası Haftasonu” isimiyle haftasonlarının belki de en çok seyredilen sabah kuşağının ev sahibesi. Oylum Talu’yu sevenler de çok sevmeyenler de; ama güzelliği ve endamı şüphe götürmez bir gerçek olarak parladı “Yetenek Sizsiniz Türkiye”de. Bana sorarsanız Oylum Talu da iki erkeğin arasında duygusal kutup olarak, yumuşak ve güleryüzlü haliyle, yaptığı yapıcı yorumlarla güzel bir denge figürüydü. Ancak Oylum Talu, Ali Tarhan ve Acun Ilıcalı gibi programın kalıcı yüzlerinden değil ve aslında bu açıdan program da farkını yaratıyor. Şöyle ki, jüri statik değil, değişiyor ve önümüzdeki günlerde çok renkli isimleri Oylum Talu’nun koltuğunda görebiliriz. Şimdilik insider bir bilgi sızdırmamayı tercih ediyorum:)

Biraz da yarışmadan ve yarışmacılarından bahsedelim. Yarışmayı izleyenler fark etmiş olacaktır ki en çok sergilenen yetenekler şarkı söylemek, dans etmek ve çeşitli şekillerde bu ikisini kombine etmek. Tabii sadece bunlarla kısıtlı değil yeteneklerimiz: İlüzyon numaraları, hayvan/ünlü taklitleri, yoga-pilates figürleri, basketbol toplarıyla cambazlık, top sektirme/sektirememe, müzik enstrümanı-bateri çalma, müzik eşliğinde resim yapma, bisiklet üzerinde/ateşler eşliğinde akrobasi diğer sergilenen yeteneklerden. Bunları izledikten sonra programın bir sorunu hemen göze çarpıyor: gerçekten de dans etme ve şarkı söyleme dışındaki yeteneklerin Türkiye’nin yeteneği olarak öne çıkması zayıf bir ihtimal gibi. Misal, Karadeniz müziği eşliğinde dört dakikada manzara resmi yapabilen bir yarışmacı her ne kadar gerçekten bir yeteneği ortaya koymuş olsa da ve benim nazarımda “Yetenek sensin”i hak etmişse de, gösterisini izleyen ateşli toplulukta sessiz bir takdir ve beğeni dışında bir hareket oluşturamıyor, alkış tutturamıyor, tezahürata fişekleyemiyor...Ve sonra 13 yaşında kuğu gibi bir kız çıkıyor, güçlü sesi ve şarkısını belki de hatasız söylemesiyle dinleyenleri mest ederken diğer yetenekleri anında sıfırlıyor. Diğerleri ister amuda kalkarken bir yandan da bisiklete binip kulağından ateş çıkarıyor olsunlar, aynı etki oluşamıyor ve biraz önyargılı olarak ileride de oluşamayacağını düşünüyorum. Susan Boyle, Adian Davis gibi örnekler de bu düşüncemi kuvvetlendiriyor. Yine de buradaki tek amaç yarışmayı kazanmak değil ve yarşmacılar da bunun farkında olmalılar; çünkü aslında “Yetenek Sizsiniz Türkiye” gerçekten bazı şeyleri başkalarından iyi yapan, bunu şu ana kadar daha geniş kitlelere ispatlama şansı bulamayanlara bir şans veriyor; bu fırsatı kullanıp, başarılı oldukları konuda kendilerini göstermelerini ve tanınmalarını sağlıyor. Ayrıca, gönül isterdi ki buradan bir komedyen çıksın, şakalarıyla gülsün güldürsün, şarkıcıları dansçıları devirsin ama öyle bir aday yok hali hazırda. Bakalım belki o da olur gelecek günlerde...

Neticede inanıyorum ki yeni katılacak jürilerle, konuklarla!:) daha da renkli bir yetenek yarışması izlemeye devam edeceğiz.”Yetenek Sizsiniz Türkiye” diğer örneklerinden akılda kalanlarla bir şarkıcı ve dansçı yarışması imajı çizse de bir yetenek yarışması olduğunu kanıtladı ve başka yeteneklerin bu programın tuzu biberi olması su götürmez bir gerçek. Öyle ki, kaybetmeye mahkum gibi gözüken bu diğer yeteneklerin programın rating sonuçlarınca zirveyi kazanmasında payının oldukça büyük olduğundan eminim. Bir de insan onları izledikçe kendine sormaya başlıyor: “Ben sahnede olsam hangi yeteneğimi sergilerdim acaba” diye. Ben resim yapardım heralde ama onu da gördük, jüriden geçer not alamadı. Eh ne yapalım “Yetenek ben değilim demek ki Türkiye”:)

1 yorum:

  1. Gerçekten güzel bir yarışmaya benziyor. Acun Ilıcalı ne yapsa tutuyor zaten bu memlekette..

    YanıtlaSil

Yorumlarınız bizim için değerlidir. Gerçekten bizi olumlu anlamda eleştiren ve ileriye götürecek eleştiriler yapmanızı diliyoruz..